Yerin adı: Konya'nın Akşehir ilçe merkezinde Anıt Mahallesi, Türbe Sokak’ta, Seyid Mahmud Hayranî Türbesi’nin yaklaşık 50 m güneydoğusundadır.
Yapım Tarihi: Kitabesine göre 1 Rebiyülevvel 621/ M. 23 Mart 1224 tarihinde tamamlanmıştır.
Kitabe: Arapça inşa kitabesi vardır. Girişte yer alan inşa kitabesinde “ Bu mescid mamurasi 621 Rebiyülevveli’nin birinde Emir ül mümininin bürhanı, dünya ve dinin yücesi Keyhüsrev oğlu büyük sultan Keykubat’ın hükümdarlık günlerinde, Tanrının rahmetine muhtaç zayıf kulu Konyalı Kulu oğlu Ferruh Şah’ın ellerinde tamamlanmıştır”. Akşehir Müzesi’nde bulunan ahşap kapı kanadı üzerinde “felekten ve kimseden iyilik umulmaz. Çünkü feleğin iyiliğe bağlılığı pek azdır” yazılıdır.
Vakfiye: Bu yapıya ait vakfiye bulunamamıştır.
Kurucu: Kitabede adına rastlanılan Konyalı Ferruh Şah’ın mescidin inşaatındaki rolü konusunda farklı görüşler bulunmaktadır. İ.H. Konyalı ve M. Meinecke, bu zatın mescidi yaptıran kişi olduğunu belirtirler. Z. Bayburtlu ise kitabenin üçüncü satırının başında yer alan “ala yed-i” ününün daha çok Diyarbakır yöresi yapıt ve yazıtlarında, yakın örnek olarak Konya’da Alaeddin Cami’indeki “Atabey Ayaz” ile yapım yöneticisi belirleyicisi olarak görüldüğünü; kitabede Alaadin Keykubat’ın ünleri sıralandıktan sonra yaptıranın adının bulunmaması ya da yaptıran adı olması gereken kesimin “ala yed-i” ile başlaması nedeniyle Konyalı Feruh Şah’ın yapıyı yaptıran kişi olabileceği gibi , “ala yed-i”den yola çıkarak, yapımı yöneten kişi de olabileceğini belirtir.
Sanatçı: Bilinmiyor.
Onarım Durumu: Mescidin güney ve batı duvarlarının üst kesimlerindeki örgü ve malzeme farklılığından onarım geçirdiği anlaşılmaktadır. Bu onarımlarda, duvarların üst kesimleri moloz taşlarla yükseltilerek yapının piramidal bir çatı ile örtülmesini sağlamış ve bu örtü daha sonra çamurla sıvanmıştır. 2008 yılında başlanılan restorasyon çalışmaları sürmektedir.
Plan: Kareye yakın bir plana sahip yapının üzeri, kubbe ile örtülüdür.Mescidin içi sıvalı ve beyaz badanalıdır. Girişi batı cephesinden sağlanmaktadır. Mihrap hiçbir özeliği olmayan, yarım daire kesitli bir niş şeklindedir. Kuzey kanadında ne zaman konulduğu bilinmeyen ahşap bir mahfil yer alır. Kubbeye geçişler tromplarla sağlanır. Kuzey ve doğu cephelerinde pencere olmayan yapının güney ve batı cephelerinde birer pencere yer alır.
Üçboyutlu Özellik: Mescide giriş batı cephesinden olmaktadır. Aynı zamanda giriş olarak da kullanılan sivri kemerli pencere açıklığının arasında inşa kitabesi bulunur. Mescidin kuzey ve doğu duvarlarının dış yüzeyleri çamur ile sıvalıdır. Sıvasız olan güney ve batı duvarlarında inşa malzemesi olarak genellikle devşirme mermer bloklar ve az miktarda tuğla kullanılmıştır. Devşirme malzemeler arasında firiz parçaları ile Bizans dönemine ait bir templon levhası ve arşitravın parçaları bulunmaktadır. Mescidin kuzey ve doğu duvarlarında bir açıklık yoktur. Güney duvarının iki köşesinde ve batı cephesinde birer pencere bulunmaktadır. Bunlar iki katlı olup altı dikdörtgen, üstü sivri kemerle son bunla iki katlı pencere şeklinde düzenlenmişlerdi. Bunlardan güneydekiler orijinal durumlarını muhafaza edememiştir. Batıdaki pencere orijinal halini büyük ölçüde korumuştur.
Malzeme: Devşirme mermer blok ve tuğla kullanılmıştır.
Süsleme: Yapıdaki süsleme, güney ve batı cephelerindeki sivri kemerli pencerelerin kemer köşelikleri ve alınlıkları ile bugün Akşehir Müzesi’nde korunan ahşap kapı kanatlarında görülmektedir. Pencerelerde sırsız tuğla, sırlı tuğla firuze sırlı kâse ve çini plakalar beraber kullanılmıştır. Akşehir Müzesi’nde bulunan ahşap kapı kanadı ise yukarıdan aşağıya üç bölüme ayrıldıktan sonra “düz satıhlı derin oyma” tekniğinde bitkisel geometrik ve yazı örnekleriyle süslenmiştir. Üzerinde “felekten ve kimseden iyilik umulmaz. Çünkü feleğin iyiliğe bağlılığı pek azdır” yazılıdır.
Tarihlendirme: “Seyit Mahmut Hayran Mescidi”, ve “Cıncık Mescid” diye de adlandırılmaktadır. Bazı kaynaklarda mescidin altında cenazelik şeklinde bir alt kat olduğundan söz edilmektedir, ancak günümüzde buna dair bir iz bulunmamaktadır.
Değerlendirme: Kare planlı, tek kubbeli ana mekân ve batı yönündeki giriş cephesiyle klasik Selçuklu mescidlerinin özelliklerini barındırmaktadır.
Kaynakça: DEMİRALP, Yekta; Akşehir ve Köylerindeki Türk Anıtları, Ankara, 1996.
KONYALI, İbrahim Hakkı; Nasreddin Hoca’nın Şehri Akşehir(Tarihi Turistik Kılavuz), İstanbul, 1945.