Yerin adı: Konya-Akşehir karayolunun 24. km’sinde yer alan hanın, dokuzun adının kaynağı kesin olarak bilinememektedir. İ Hakkı Konyalı’nın tahminine göre dokuz sayısının Türkler tarafından kutlu sayılmasına bağlamaktadır. Ayrıca Konyalı, hanın önündeki suyun bir adama dokuz gün geçit vermediğini bu nedenle bu adın verildiğini belirten bir rivayeti de aktarmaktadır.
Yapım Tarihi: 607/1210
Kitabe: Taçkapının sivri kemerinin içerisinde üç parça halinde düzenlenmiş Selçuklu sülüsü ile Arapça bir kitabesi günümüze ulaşmıştır.
Vakfiye: Hanın vakfiyesi bulunamamıştır.
Kurucu: İğdişler Emiri Hacı İbrahim bin Ebu Bekir
Sanatçı: Osman bin Abdurrahman
Onarım Durumu: Anadolu Selçuklu sonrasında da kullanılan handa, 1990’lı yıllarda yapılan sondaj ve kazı çalışmalarında Osmanlı döneminde yapılan bazı eklemelere rastlanmıştır. Eklemelerin yapıldığı gibi bazı onarımların yapıldığı kesindir. Özellikle 18. yüzyılın başında avlu elden geçirilmiş ve çöken tonozlar kara dam olarak onarılmıştır. Cumhuriyet dönemine kadar kullanılmış olan yapıda ilk çalışmalar 1990 yılında, Yılmaz Önge’nin başkanlığında yapılmıştır. Bu çalışmalarda; avlunun açığa çıkarılması, restore edilmesi ve çevrenin düzenlenmesi hedeflenmiştir. 1995 yılına kadar süren çalışmalarda avlunun kazısı tamamlanarak açığa çıkarılmıştır. Vakıflar Genel Müdürlüğü’nce de kapalı mekanın restorasyonu gerçekleştirilmiştir. Han günümüzde restoran olarak kullanılmaktadır.
Plan: Konya çevresinde görülen kapılı ve avlu mekanlarından oluşan hanlar grubunda olan Kadın Hanı, Doğu-batı doğrultusunda enlemesine gelişim gösteren bir plana sahiptir. Hanın avlusu kapalı mekandan biraz daha büyük ölçülere sahiptir. Kapalı mekan, doğu-batı doğrultusunda uzanan iki kemer dizisi ile üç sahına ayrılmıştır. Orta sahın iki yan sahından biraz daha geniş tutulmuştur. Beşik tonoz örtülü mekanı; batı, kuzey ve güney cephelerde yer alan mazgal pencereler aydınlatmaktadır.
1990 yılında başlayan çalışmalar sonrasında ortaya çıkarılan avlu mekanının, kuzey ve güneyde yer alan yarı açık mekanlardan ve avlu girişinin kuzey ve güneyinde bulunan iki mekandan oluştuğu anlaşılmıştır. Avluda ayrıca Osmanlı dönemine ait bazı izlerde ortaya çıkarılmıştır.
Hanın avlusundan geriye pek fazla bir şey kalmamıştır. Fakat avluda bulunan mekanların izleri rahatlıkla takip edilebilmektedir. Kapalı mekan ise restorasyonun ardından yok olmaktan kurtarılmıştır. Kapalı mekana giriş doğuda yer alan, gayet sade bir taçkapıdan sağlanmaktadır. İç mekanda dikkat çeken tek unsur tonoz kemerlerinin bindiği devşirme malzemelerdir. Onun haricinde iç mekanda seki dahil diğer unsurlar yenilenmiştir.
Üçboyutlu Özellik: Yapının tüm cepheleri oldukça sade ve sağırdır. Yapılan restorasyonun izleri duvar örgüsünde kullanılan malzeme sayesinde kolayca takip edilebilmektedir. Doğu cephede yer alan dışa taşkın moloz taş örgülü taçkapıda hiçbir süsleme unsuruna rastlanmaz.
Malzeme: Yapının genelinde ağırlıklı olarak moloz taş kullanılmıştır. Devşirme olarak kapı eşiklerinde ve iç mekanda Tonozu destekleyen kemerlerin bingilerinde mermer ve kesme taş malzeme değerlendirilmiştir.
Süsleme: Yapıda herhangi bir süsleme unsuruna rastlanmamaktadır.
Tarihlendirme: Mevcut kitabe sayesinde hanın 607/1210 yılında yaptırıldığı bilinmektedir.
Değerlendirme: Dokuzun Han, planından çok kitabesinde verdiği bilgiler sayesinde özellikle de mimar adını bildirmesi açısından Anadolu Selçuklu mimarisinde özel bir yere sahiptir. Yapının geçirdiği restorasyon onun günümüze çok daha iyi durumda ulaşmasını sağlamış olsa da bu restorasyon yapını bazı detaylarını yok etmiştir.
Kaynakça: