Yerin adı: Antalya’nın Alanya ilçesine bağlı Konaklı beldesi sınırları içerisinde bulunan han, Antalya-Alanya karayolunun üzerinde bulunur. Çeşitli yayınlarda Şarafsa, Sarafsa gibi isimlerle anılan yapı bulunduğu bölgede Serapsu Han adı ile bilinmektedir.
Yapım Tarihi: 1237–38 yılları arasında yapılmış olmalıdır.
Kitabe: Hanın taçkapısında mermer üzerine Selçuklu sülüs hattı ile Arapça yazılmış beş satırlık kitabe mevcuttur. Kitabenin son satırı özenle kazınmıştır. Hanın mescit kapısı üzerinde de bir ayet kitabesi bulunmaktadır.
Vakfiye: Yapıya ait vakfiye bulunamamıştır.
Kurucu: Bazı araştırmacılar, Şarab-salar Emir Esededdin Ayaz’ı yapının banisi olarak kabul etmektedirler.
Sanatçı: Bilinmiyor.
Onarım Durumu: Son yıllarda gerçekleştirilen restorasyonun ardından, restoran olarak işlev kazanan yapı geçirdiği onarımlar yüzünden birçok asli özelliğini kaybetmiştir. İ. H. Konyalı’nın 1940’larda ziyaret ettiği yapının yer yer bazı taşları dökülmüş ve beden duvarlarında zararlı otların peyda olduğu, İ. H. Konyalı’nın eserinde verdiği fotoğraflardan tespit edilebilir. Ataman Demir’in 1987’de yayınlanan makalesinde, 1969’da yapılan restorasyonun ardından yapının özgün duvar dokusunu kaybettiğini belirtir.
Plan: Doğu-batı doğrultusunda gelişim gösteren dikdörtgen bir plana sahip yapıda, avluya yer verilmemiştir. Kapalı mekandan ibaret yapı sivri beşik tonozla örtülmüştür. Kuzey cephede iki payanda arasında kurgulanan taçkapı ile girişi sağlanan yapı, kuzey cephede iki payanda arasında açılmış dokuz, batı cephede de iki mazgal pencere ile aydınlatılmıştır. Mazgal pencereler haricinde tonozlarda açılan dört kare açıklık da yapıyı aydınlatmaktadır. Hanın doğu ucunda kuzey-güney yönünde uzanan dikdörtgen planlı ve sivri beşik tonoz ile örtülmüş mekan mescit olarak düzenlenmiştir. Mescidin doğu beden duvarında bulunan iki mazgal pencere ile aydınlatılır.
Doğu-batısında gelişim gösteren ve bu yönde uzanan sivri beşik tonozla örtülen mekan oldukça sadedir. Beşik tonozu destekleyen sivri kemerler iç mekanda bir hareketlilik sağlamaktadır. Doğu uçta bulunan mescit de basit bir nişten ibaret olan mihrap üzerinde devşirme olarak kullanılan arşitrav parçası haricinde sade bir mekandır.
Üçboyutlu Özellik: Yapının planı haricinde dikkat çeken bir diğer yön ise beden duvarlarının çok sayıda payanda ile desteklenmesi ve den danlara yer verilmesidir. Yapıda görülen bu cephe kurgusu onun bir kale ya da hisara benzetilmesine sebep olmuştur. İki payandanın, yan kanatlarını oluşturduğu taçkapı birçok yapıda karşılaşılandan farklı bir düzenlemeye sahiptir. Mescide girişi sağlayan basık kemerli kapı ise yüzeysel, üç dilimli bir niş içerisinde yer alır. Mescit giriş kapısı aslında iki yanında bulunan payandalarla birlikte ele alınmıştır. Payandaların üst kısmında görülen devşirme malzemelerin düzenlenmesi mescit kapısı ve iki payanda arasındaki bağlantıya işaret etmektedir.
Malzeme: Han ve mescidin taçkapılarında moloz taş dolgu kesme taşla kaplanmıştır. Hanın iç mekanında sivri beşik tonozu destekleyen sivri kemerlerde düzgün kesme taşlar tercih edilmiştir. Hanın cephelerinde farklı boyutlarda yontulmuş kesme taşlar yer alır. Cephelerinde görülen duvar örgüsünün, yapının geçirdiği onarımlar sırasında farklılaştığı bilinmektedir.
Süsleme: Yapıda kullanılan devşirme malzeme haricinde süslemeye sadece taçkapının, sivri kemer içerisine alınmış, yarım yuvarlak kavsarasını iki yanda destekleyen trompların alt kısmında yarım yıldız motiflerine yer verilmiştir.
Tarihlendirme: Yapının kitabesinde, hanın II. Gıyaseddin Keyhusrev döneminde inşa edildiği belirtilmekle beraber kesin inşa tarihi belirtilmemiştir. Yapının Şarapsa, Şarafsa adları ile belirtilmesi, onun banisine ışık tutmaktadır. Selçuklu devletinde Şarab-salar olarak görev yapan bir emir yapının banisi olmaktadır. Hol Han’ın kitabesinde geçen “Ayaz Şarab-salar” a Çardak Han’da “Esededdin Ayaz” olarak tesadüf edilir. 1238’de öldürüldüğü bilenen Esededdin Ayaz Şarapsa Hanın banisi kabul edilirse yapının 1237-38 tarihleri arasında inşa edilmiş olması gerekir.
Değerlendirme: Günümüzde her ne kadar sağlam olarak ulaşmış olsa da aslında yapı daha önce belirtildiği gibi bazı asli özelliklerini kaybetmiştir. Yapının tarihlendirilmesi ve banisi sorunu ise tam bir çözüme kavuşmuş değildir. Bir diğer sorun ise yapının doğusundaki kalıntının işlevidir. Bazı araştırmacılar bu kalıntının minare ve gözetleme kulesi olarak kullanıldığını belirtirken Z. Kenan Bilici farklı olarak bu kalıntının handa görevli personelin ikamet ettiği konut olarak yorumlar.
Kaynakça: "BİLİCİ, Z. Kenan, “Şarapsa (Serapsu) Han”, Anadolu Selçuklu Dönemi Kervansarayları, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Ankara, 2007, s.393–401.
DEMİR, Ataman, ""Anadolu Selçuklu Hanları. Şarapsa Han"", İlgi, S. 50, 1987, s. 24-28.
DURUKAN, Aynur; “Selçuklular Döneminde Ticaret Hayatı ve Antalya”, Antalya III. Selçuklu Semineri Bildirileri 10-11 Şubat 1989, Antalya Valiliği, Antalya, 1989, s.51-59.
ERDMANN, Kurt, Das Anatolische Karavansaray des 13. Jahrhunderts, I, Berlin, 1961.
ERTEN, S.Fikri; Antalya Vilayeti Tarihi, İstanbul, 1940.
HACIGÖKMEN, Mehmet Ali; “Şarabsa Hanı ve Banisi”, Alanya Tarih ve Kültür Seminerleri III, 2004, s.441-445.
KONYALI, İbrahim Hakkı; Alanya ( Alâiyye), İstanbul, 1946.